Güncel Haberler

Asgari Ücret Ne Kadar Oldu ?

2026 Asgari Ücret Belli Oldu: Net 28.075 TL!

Türkiye’nin en büyük işçi işveren pazarlığı nihayet sonuçlandı. Milyonlarca çalışanı doğrudan, tüm piyasayı ise dolaylı yoldan etkileyen Asgari Ücret Tespit Komisyonu toplantılarının ardından, 2026 yılı için geçerli olacak yeni asgari ücret rakamı netleşti. Aralık ayı boyunca süren gergin bekleyiş, kulislerde konuşulan oranlar ve enflasyon tahminleri arasında gidip gelen ibre, sonunda %27’lik bir artışta karar kılındı.

Yapılan resmi açıklamaya göre, yeni yıldan itibaren geçerli olacak net asgari ücret 28.075 TL olarak belirlendi. Bu rakam, kimileri için “beklenen seviye” olsa da, özellikle büyükşehirlerde yaşayan çalışanlar için “geçim savaşına devam” anlamına geliyor. Peki, bu %27’lik artış ekonominin çarklarını nasıl etkileyecek? İşverenin yükü ne kadar arttı, çalışanın cebine giren para enflasyon karşısında ne kadar dayanacak? İşte masadaki rakamların detaylı analizi.

📈 Oranların Dili: Neden %27?

Ekonomi yönetiminin “dezenflasyon” (enflasyonun düşüş süreci) programı kapsamında, asgari ücrete yapılacak zammın “hedeflenen enflasyona” göre mi, yoksa “gerçekleşen enflasyona” göre mi yapılacağı uzun süredir tartışılıyordu. %27’lik oran, aslında bir “orta yol” formülü olarak görünüyor.

28.075 TL’lik yeni rakam, kağıt üzerinde maaşları yükseltmiş gibi görünse de, temel gıda, barınma ve enerji maliyetlerindeki artış hızı düşünüldüğünde, bu zammın “refah payı” içermekten ziyade, sadece “enflasyona ezilmeme” çabası olduğu aşikar. Piyasaların beklentisi %30-35 bandındayken, %27 seviyesinde kalınması, sıkı para politikasının ve “ücret-fiyat sarmalını kırma” hedefinin bir sonucu olarak okunabilir.

🏭 İşverene Maliyet ve İstihdam Riski

Asgari ücret sadece çalışanın cebine giren para değil, aynı zamanda işverenin kasasından çıkan maliyettir. Net 28.075 TL olan bir maaşın işverene toplam maliyeti (SGK primleri, işsizlik sigortası vb. eklendiğinde), teşvikler hariç tutulduğunda 40.000 TL bandını zorluyor.

Bu tablo, özellikle KOBİ’ler ve emek yoğun sektörler (tekstil, hizmet, perakende) için ciddi bir sınav. İş dünyası temsilcileri, maliyet artışlarını fiyatlara yansıtmak zorunda kalacaklarını belirtiyor. Bu da önümüzdeki aylarda raflardaki etiketlerin, bu %27’lik zamma paralel olarak güncelleneceğinin sinyalini veriyor. Ayrıca, yüksek iş gücü maliyetleri nedeniyle kayıt dışı istihdamın artması veya işten çıkarmaların gündeme gelmesi de masadaki en büyük risklerden biri.

🛒 Alım Gücü: Rakam Büyüyor, Sepet Küçülüyor mu?

Ekonominin temel kuralı değişmez: Önemli olan cebinizdeki paranın miktarı değil, o parayla ne alabildiğinizdir. 28.075 TL, Anadolu’nun küçük bir şehrinde “idare edilebilir” bir rakam olabilirken, İstanbul, Ankara ve İzmir gibi metropollerde sadece “kira ve fatura” ödemesine dönüşebiliyor.

Ortalama bir daire kirasının 15-20 bin TL bandında gezdiği büyükşehirlerde, bu yeni asgari ücretle tek başına hayatta kalmak neredeyse imkansız hale gelmiş durumda. Bu durum, “hane halkı geliri” kavramını daha önemli kılıyor; yani bir eve en az iki asgari ücretin girmesi artık bir tercih değil, zorunluluk.

🔄 Domino Etkisi: Diğer Ücretler Ne Olacak?

Asgari ücret zammı, sadece asgari ücretliyi ilgilendirmiyor. Bu artış, özel sektördeki tüm maaş skalasını yukarı iten bir kaldıraç görevi görüyor. “Asgari ücretin bir tık üstü” alan çalışanlar, şimdi işverenlerinden en az %27 ve üzeri bir iyileştirme bekliyor.

Ancak Türkiye’de son yıllarda yaşanan “Asgari Ücretlileşme” sorunu derinleşiyor. Beyaz yakalı maaşları ile asgari ücret arasındaki makas her zamanki gibi biraz daha kapandı. Tecrübeli bir personelin maaşının, işe yeni başlayan bir asgari ücretliye yaklaşması, iş barışını ve motivasyonu tehdit eden unsurların başında geliyor.

🧠 Sefa’nın Yorumu

Rakamlar yalan söylemez ama bazen gerçeğin tamamını da göstermez. 28.075 TL, psikolojik sınır olan 25 bin TL’yi aştığı için ilk bakışta “yüksek” algısı yaratabilir. Ancak markete, pazara veya emlakçıya gittiğinizde bu algı 5 dakika içinde buharlaşıyor.

Benim endişem, bu %27’lik zammın etiketlere “ön yükleme” olarak çoktan yansıtılmış olması. Yani biz zammı cebimize koymadan, enflasyonun onu kemirmeye başlaması. Ekonomi yönetiminin enflasyonu düşürme konusundaki kararlılığı takdire şayan olsa da, dar gelirlinin “kemer sıkma” kapasitesi artık son deliğe gelmiş durumda.

İşveren tarafında ise durum bıçak sırtı. Maliyetleri karşılayamayan küçük esnafın kepenk indirmesi veya işçi çıkarması, 2026’nın ilk çeyreğinde işsizlik rakamlarında yukarı yönlü bir hareket yaratabilir. Özetle; 28.075 TL hayırlı olsun, ancak bu paranın “bereketini” belirleyecek olan şey asgari ücretin kendisi değil, enflasyonun dizginlenip dizginlenemeyeceği olacak.

Sizce yeni asgari ücret geçinmek için yeterli mi? Yoksa bu rakam da birkaç ay içinde erir mi? Maaş beklentiniz karşılandı mı? Yorumlarda buluşalım!

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu