Apple Siri Kurucusu Luc Julia, TETZ 2025’te konuştu: “Türkler kendi yapay zekâ teknolojisini geliştirmeli”

Türkiye, eğitim teknolojileri alanında küresel bir çekim merkezi olmaya devam ediyor. Millî Eğitim Bakanlığı himayelerinde bu yıl altıncısı düzenlenen Türkiye Eğitim Teknolojileri Zirvesi ve Fuarı (TETZ 2025), yapay zekâ ve eğitim teknolojileri alanında Türkiye’nin ve dünyanın önde gelen paydaşlarını İstanbul’da buluşturarak geleceğin eğitimini şekillendiren kritik bir platforma ev sahipliği yaptı. 20 Haziran’da Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın katılımıyla resmi açılışı yapılan bu prestijli etkinlik, küresel vizyonu ve yerel dinamikleri harmanlayarak, eğitimde dijital dönüşümün yol haritasını çizdi.
Yapay Zekâ ve Eğitim: Zirvenin Ana Teması
Zirvenin bu yılki ana teması, hiç şüphesiz “Yapay Zekâ ve Eğitim” idi. Günümüz dünyasının en çarpıcı teknolojik devrimi olan yapay zekânın eğitim süreçlerine entegrasyonu, potansiyel faydaları, etik sorumlulukları ve gelecekteki rolü, etkinliğin her köşesinde yankılandı. Panellerden fuar alanındaki inovatif çözümlere kadar, her detay yapay zekânın eğitimle olan derin ilişkisine odaklanmış durumdaydı. Bu tema, katılımcılara sadece mevcut durumu değil, aynı zamanda gelecekte bizi nelerin beklediğini de anlama fırsatı sundu.
Luc Julia’dan İlham Veren Bakış Açısı: Yapay Zekâ Çağında Bağlantılı Öğrenme
TETZ 2025’in en çok beklenen anlarından biri, teknoloji dünyasının önde gelen isimlerinden, Apple Siri Kurucusu Luc Julia‘nın sahneye çıkışıydı. “Yapay Zekâ Çağında Bağlantılı Öğrenme” başlıklı panelde konuşan Julia, dinleyicileri 1997’de bir yardımcı araç olarak geliştirdikleri Siri’nin doğuşuna ve yapay zekânın inanılmaz gelişim yolculuğuna götürdü. “1998’de Google ortaya çıktı ama biz Siri’yi ondan önce geliştirdik” sözleriyle teknoloji dünyasının kronolojisine farklı bir bakış açısı getiren Julia, üretken yapay zekânın (ÜYZ) son üç yılda teknolojiyi kullanma biçimimizi nasıl radikal bir şekilde değiştirdiğini vurguladı. Artık karmaşık kodlar yerine doğal dil komutlarıyla etkileşim kurabildiğimizi belirten Julia, “Bu da herkese ciddi bir güç veriyor” diyerek teknolojinin demokratikleşmesine dikkat çekti.
Julia, yapay zekânın yetenekleri ve sınırları konusunda da önemli noktalara değindi. “Yapay zekânın empati özelliği yok” diyerek, insanlık için vazgeçilmez olan empatinin tamamen insana özgü olduğunu ve makineler tarafından taklit edilemeyeceğini net bir şekilde ifade etti. “Makinelere bilgiyi öğretebiliriz ama içsel kısmı öğretemeyiz” sözleri, yapay zekânın yalnızca bir araç olduğunu, insani dokunuşun ve sezgisel bilginin değerini bir kez daha ortaya koydu.
Kültürel Farkındalık ve Yerel Yapay Zekâ: Türkiye’ye Çağrı
Luc Julia’nın konuşmasındaki en çarpıcı mesajlardan biri ise, “Yapay zekâ bugün küçük bir Amerikalı çocuk gibi yanıt veriyor. Ama ben yapay zekânın bir Afrikalı, Fransız ya da Türk çocuk gibi de yanıt verebilmesini istiyorum. Çünkü yapay zekânın verdiği yanıtlarda kültür farkı vardır. Türkler kendi yapay zekâ teknolojisini geliştirmelidir. Kültürlerin farklı olduğunu unutmamalıyız” sözleriydi. Bu çağrı, Türkiye için sadece teknolojik gelişim değil, aynı zamanda kültürel kimliğin ve değerlerin teknolojiye yansıması açısından da kritik bir öneme sahip. Yerel yapay zekâ geliştirme ihtiyacı, zirvenin en stratejik çıkarımlarından biri olarak kayıtlara geçti.
Öğretmenler ve Yapay Zekâ: İş Birliği Mi, Rekabet Mi?
Julia, öğretmenlerin yapay zekâdan duyduğu korkulara da değinerek, “Bazı ülkelerde okullarda yapay zekâ araçlarının kullanımının yasaklanması bence çok saçma” dedi. Yapay zekânın bir yasaklama aracı değil, bir yardımcı araç olduğunu vurgulayan Julia, öğrencilerin yanlışları düzeltebilecek adımlar atabileceğini ve araçların öğretim yöntemleriyle birleştirilmesi gerektiğini belirtti. Bu, eğitimcilerin yapay zekâyı düşman olarak değil, iş ortağı olarak görmesi gerektiği mesajını taşıdı. Temel bilginin insan tarafından öğrenilmesi gerektiğini vurgulayan Julia, “Yapay zekâ bize yardımcı olacak bir araçtır. Ama işin temel bilgisini bizim öğrenmemiz gerekir” diyerek, insan-yapay zekâ iş birliğinin önemini bir kez daha altını çizdi.
Küresel Buluşma ve İnovasyon Sahnesi
TETZ 2025, Luc Julia’nın yanı sıra OpenAI eski GTM Başkanı Zack Kass, Shazam Kurucusu Chris Barton, Skype Kurucusu Jonas Kjellberg gibi dünyanın önde gelen yapay zekâ uzmanlarını, teknoloji liderlerini ve eğitim girişimcilerini ağırladı. Bu isimler, yapay zekânın eğitime etkilerini derinlemesine değerlendirirken, yerli ve yabancı akademisyenler ile eğitim girişimcileri de panellerde bilgi ve deneyimlerini paylaştı.
Zirveyle eş zamanlı düzenlenen fuarda, 100’den fazla yerli ve yabancı teknoloji firması stant açtı ve yaklaşık 80 panel ve oturum gerçekleştirildi. Fuarda, kuluçka merkezlerinde geliştirilen yenilikçi eğitim çözümleri yatırımcılarla buluşturularak, yerli ve millî eğitim teknolojisi şirketlerinin uluslararası platformlara açılması hedeflendi. Bu yıl ilk kez sanat ile yapay zekâyı buluşturan özel bir bölüm de büyük ilgi gördü. Dünyada ilk kez yapay zekâ ile üretilmiş bir müzik aleti sergilenerek teknoloji ve sanatın kesişim noktasına dikkat çekildi.
“Öğretmenler Sahnesi” ise, öğretmenlerin sınıf içindeki yenilikçi uygulamalarını sahneye taşıyarak, eğitimde dönüşümün ilham verici örneklerine ev sahipliği yaptı. Bu bölüm, eğitimcilerin deneyimlerini paylaşması ve birbirlerinden ilham alması için eşsiz bir fırsat sundu.
Millî Eğitim Bakanlığı’nın öncülüğünde; Özel Okullar Birliği, TÜBİTAK, teknoparklar ve üniversitelerin katkılarıyla gerçekleşen TETZ 2025, Türkiye’nin yapay zekâ ve eğitim teknolojileri alanındaki kararlılığını ve küresel vizyonunu güçlü bir şekilde yansıtan, unutulmaz bir etkinlik oldu. Bu zirve, eğitimde geleceğin kapılarını aralamaya devam edecek yeni nesil yaklaşımların öncüsü olma niteliği taşıyor.